Vahdet-i Vücudu Savunmak
Muhammed Bedirhan yazarının Vahdet-i Vücudu Savunmak kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Vahdet-i Vücudu Savunmak kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Vahdet-i Vücudu Savunmak kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Muhammed Bedirhan |
---|---|
Tarafından yayınlandı | 12 Şubat 2020 |
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Bediüzzaman Said Nursi 21,5 x 1 x 13,5 cm Muhyiddin İbn Arabi Kolektif 1 x 16 x 24 cm 1 x 13,5 x 21 cm 1 Ocak 2018 Bediüzzaman Said-i Nursi 1 Ocak 2016 1 x 17 x 24 cm 1 Ocak 2015 1 Ocak 2014 1 Haziran 2018 1 Ocak 2017 Monogram Sketchbook Hinterland 15,2 x 0,6 x 22,9 cm 1 x 13,5 x 19,5 cm
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Muhammed Bedirhan |
---|---|
isbn 10 | 6052023597 |
isbn 13 | 978-6052023594 |
Sayfa sayısı | 744 sayfa |
Yayımcı | Litera Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Tarafından yayınlandı Vahdet-i Vücudu Savunmak | 12 Şubat 2020 |
Elinizdeki bu kitapta İbn Arabi sonrası tasavvuf tarihinin en önemli problemi konumunda olan vahdet-i vücud tartışmaları ve bu tartışmalar içerisinde Abdülgani Nablusi'nin yeri ve önemi incelenmiştir. Sufiler ilk devirlerden itibaren tasavvufun gerek bir dindarlık modeli gerek bir ilim olması nedeniyle ortaya koydukları dünya görüşleri dolayısıyla toplumsal ve entelektüel açıdan çeşitli tartışmalarda taraf oldular. Bu tartışmalar sonucunda bazı din bilginleri ve dini gruplar tarafından bid'atçilik, ilhad ve zındıklıkla suçlandılar. Bu ithamlar karşısında kendi din ve dünya görüşlerinin meşruiyet zeminini göstermek sufilerin entelektüel faaliyetlerinin en önemli hedefleri arasındaydı. Sufilerin tasavvufun meşruiyetini kanıtlamaya çalıştığı bu devirlerden itibaren gelişen tasavvuf doktrini, İbn Arabi ve öğrencisi Sadreddin Konevi ile büyük ölçüde sistematik bir yapıya büründü ve vahdet-i vücud adı ile bilinen metafizik anlayış olarak karşımıza çıktı. Vahdet-i vücudun tasavvuf içerisinde hakim anlayışı temsil etmeye başladığı dönemden sonra tasavvufa yöneltilen eleştiriler büyük ölçüde vahdet-i vücud anlayışı üzerinden sürdürüldü. Dolayısıyla tasavvufa yönelik muhalefet, vahdet-i vücud anlayışı ile ilk dönemden beri var olan ilhad, bid'at ve zındıklık suçlamalarının genişletilmesi ve tartışmalara yeni başlıkların eklenmesini beraberinde getirdi. İşte elinizdeki bu çalışma vahdet-i vücud üzerindeki tartışmaların tarihsel serüvenini ve teorik zeminini özet biçimde ele alarak bu tartışmalarda Abdülgani Nablusi'nin yerini tespit etmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede tartışmaların ilk dönemdeki kökenlerinin, temel itiraz noktalarının, bu itiraz noktalarının vahdet-i vücud ile kazandığı yeni boyutların, bunlar üzerinde sufiler ile muhalifleri arasında ortaya çıkan polemiklerin izi, önemli bir tasavvuf ve vahdet-i vücud müdafii olan Abdülgani Nablusi bağlamında sürülmektedir.