Kendini Tüketen Hukukun Dramı Bir Doğululaşma Serüveni
Doç. Dr. Sami Selçuk yazarının Kendini Tüketen Hukukun Dramı Bir Doğululaşma Serüveni kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Kendini Tüketen Hukukun Dramı Bir Doğululaşma Serüveni kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Kendini Tüketen Hukukun Dramı Bir Doğululaşma Serüveni kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Doç. Dr. Sami Selçuk |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 2,7 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı | 1 Ocak 2015 |
28 Ekim 2011 WADE H MCCREE 18,9 x 0,6 x 24,6 cm 3 Ocak 2017 1 Ocak 2015 Kolektif 18,9 x 0,5 x 24,6 cm 1 Ocak 2017 ROBERT H BORK 28 Şubat 2018 30 Ekim 2011 Additional Contributors Mdpi AG 15 x 0,5 x 22 cm 18,9 x 0,3 x 24,6 cm 18,9 x 0,2 x 24,6 cm 18,9 x 0,4 x 24,6 cm ERWIN N GRISWOLD
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Doç. Dr. Sami Selçuk |
---|---|
isbn 10 | 9755338233 |
isbn 13 | 978-9755338231 |
Sayfa sayısı | 318 sayfa |
Yayımcı | İmge Kitabevi Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 2,7 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı Kendini Tüketen Hukukun Dramı Bir Doğululaşma Serüveni | 1 Ocak 2015 |
Unutmayalım ki, Türkler Atatürk’ün dediği gibi sürekli Batı’ya yönelmişlerdir.Bir Balkan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti bu yönelimi güçlendirmiş, Balkanları Anadolulaştırmış, daha sonra da Balkanlardan Anadolu’ya göçler olmuş, Anadolu Balkanlaştırılmıştır. Bütün bunlar, yoğun kültürel değişimlere yol açmıştır. 1856’da resmen Avrupa Devleti niteliğini kazanan Osmanlı İmparatorluğu, bu evrede Batı uygarlığını benimsemişse de bu uygarlığın özümsendiği söylenemez. Eziklik karmaşasına kapılmaksızın uygarlaşma ve çağcıllaşma tasarısını yürütmek gerekiyordu. Bu başarılamamıştır. Atatürk bunu gerçekleştirmek için yola çıktı. Bu konuda hukuk önemli bir araçtı. Helen ve Hıristiyanlık kültür geleneğinde gelişen Batı kimliğinin temelinde ve toplumsal yaşamında Rönesans, insancılık, bilimsellik, akılcılık, demokrasi, insan hakları, çok dil, çok din, çok gelenek gibi bir itici güce ve zenginliğe yaslanan çoğulculuk, yaratılan değerlerin adil üleşilmesi olguları varsa, Türk kültürünün de aynı doğrultuda ilerlemesi, uygar toplumu yaratmanın vazgeçilemez koşuludur. İşte hukuk ve uygulaması, bütün bu değerleri çiğneyenleri hizaya getiren biricik kurumdur. Yeter ki, hukukun dayandığı felsefeyi doğru algılayalım ve doğru uygulayalım. Zira hukuk kültürü doğru öğrenilen bilgilerin doğru uygulanmasıdır. Bu konuda birinci soru şudur: Acaba Batı kültürünün ürünü olan Batı hukukunun felsefesini doğru öğrenip özümsedik mi? İkinci soru da Batı hukukunu doğru uyguluyor muyuz? sorusudur. Birinci soruya evet diyemiyorsak ikincisini sormaya elbette gerek yoktur. Vaktiyle Auschwitz’ten sonra şiir yazmak barbarcadır,demişti Adorno. Acaba ikinci soruyu soramıyorsak yaşanan hukuku ısrarla uygulamak, Türk insanı için nasıl bir çabadır? Bunun üzerinde herkesin nesnel biçimde düşünmesi gerek.