Yeter ki Kararmasın...
Onat Kutlar yazarının Yeter ki Kararmasın... kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Yeter ki Kararmasın... kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Yeter ki Kararmasın... kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Onat Kutlar |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 21 x 1 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı | 4 Ocak 2012 |
19,5 x 1 x 13,5 cm 1 x 13,5 x 21 cm 15,2 x 0,7 x 22,9 cm H. G. Wells 15,2 x 0,6 x 22,9 cm 21 x 1 x 13,5 cm 28 Şubat 2018 1 Ocak 2018 F Scott Fitzgerald 1 x 13,5 x 19,5 cm 3 Ocak 2017 B M Bower 1 Ocak 2017 5 Ocak 2017 4 Ocak 2017 G. A. Henty Jack London Kolektif
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Onat Kutlar |
---|---|
isbn 10 | 9750822552 |
isbn 13 | 978-9750822551 |
Sayfa sayısı | 80 sayfa |
Yayımcı | Yapı Kredi Yayınları; 2. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 21 x 1 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı Yeter ki Kararmasın... | 4 Ocak 2012 |
Onat Kutlar, 1982-84 yıllarında yazdığı bir dizi mektup-denemede dönemin duyarlığını bir ozan edasıyla yansıtmıştı. Dostlukların, acıların, umutların, dahası özgürlüğün ve tutsaklığın usta işi bir biçimde dile geldiği yazılar Yeter ki Kararmasın... adıyla kitaplaştığında Memet Fuat, Ferit Edgü, Erdal Öz, Işıl Özgentürk ayakta alkışlamışlardı. Şiirin, romanın, resmin, müziğin ve elbette sinemanın bileşiminden çıkan kıvılcımlarla tutuşmuş bu mektupların, yazılışlarından otuz yıl sonra da kimi karanlıklara kibrit çakması niçin yadırgansın ki? Nasıl bir alacakaranlık... Geceyle gündüzün arasına sıkışmış uzun bir kör saat. Geçmişle geleceğin, doğuyla batının, ölümle yaşamın arasına sıkışmış. Alacakaranlık görünmez bir çevrintiyle yutup götürüyor her şeyi. Bu noktada onurla alçaklığın sınırları birbirine karışır. Her şeyin. Direnmenin, köşeyi dönmenin, özgürlüğün, tutsaklığın. Çıkmak? Böyle durumlarda herkesten önce birilerinin dönüp kapıya bakmaları gerekir. Oysa Bizans'ın iç içe çemberlerinde, sıkıştırılmış köle sarhoşluğu ile dolanıyoruz.