Ulaşılmaz
Gizem Sinan yazarının Ulaşılmaz kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Ulaşılmaz kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Ulaşılmaz kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Gizem Sinan |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 13,7 x 3,5 x 21,1 cm |
Tarafından yayınlandı | 28 Şubat 2018 |
19,5 x 1 x 13,5 cm F Scott Fitzgerald 4 Ocak 2017 B M Bower G. A. Henty 1 x 13,5 x 19,5 cm 1 Ocak 2017 3 Ocak 2017 H. G. Wells 15,2 x 0,7 x 22,9 cm 1 Ocak 2018 15,6 x 0,2 x 23,4 cm 5 Ocak 2017 Kolektif 28 Şubat 2018 1 x 13,5 x 21 cm 15,2 x 0,6 x 22,9 cm SANS AUTEUR
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Gizem Sinan |
---|---|
isbn 10 | 6051733809 |
isbn 13 | 978-6051733807 |
Sayfa sayısı | 496 sayfa |
Yayımcı | Epsilon Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 13,7 x 3,5 x 21,1 cm |
Tarafından yayınlandı Ulaşılmaz | 28 Şubat 2018 |
Acıların evlatları olan gerçeklerle büyüdüğümüz bu dünyada hiçbirimiz beyaz değiliz. Belki her şey bu kadar ters ilerlemeseydi ona karşı beslediğim duygulara bir isim koyabilirdim. Mesela, sevgi diyebilirdim. Belki her şey daha basit olsaydı ona karşı beslediğim bir kucak dolusu sevgim olabilirdi. Belki de onu kalbime koyardım; sonra benliğime sarmalar, orada büyütürdüm. Belki adını aşk bile koyardım. Belki'ler böylece artabilir, gece gündüz demeden birbirini doğurabilir. Ancak bunlar sadece varsayımlarda kalır çünkü hayatın bizim için farklı planları vardır. Biz, aynı rengin iki farklı tonuyduk. Bir yanda soğuk bir gecenin üzerine dökülen ay ışığı, diğer yanda kar yağarken bile parıldayan bir güneş... O ve ben, birbirinden uzak ama aslında bir o kadar yakın iki kişiydik. O ateş, ben baruttum. Temasımız son derece yakıcı olabilirdi ve birbirimizden uzak durma ihtimalimiz, bir buzulun ortasında can çekişen kıvılcım kadar yetersizdi. Kimisi buna kader diyebilirdi, kimisi tesadüf... Ne söylendiğinin önemi yoktu; şu noktada önemli olan tek şey ateşin kuvvetiydi.