Niyazi İ Mısri
Ali Öztürk yazarının Niyazi İ Mısri kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Niyazi İ Mısri kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Niyazi İ Mısri kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Ali Öztürk |
---|---|
Tarafından yayınlandı | 1 Ocak 2018 |
1 Ocak 2018 Insight Editions 21,6 x 0,6 x 27,9 cm Komisyon Kolektif edition cumulus 25 Şubat 2018 14,8 x 0,7 x 21 cm 22 Mayıs 2016 28 Şubat 2018 Collectif Emily Grace 1 x 13,5 x 21 cm 23 Temmuz 2017 21 x 0,5 x 29,7 cm 14,8 x 0,5 x 21 cm 1 x 13,5 x 19,5 cm 12 Eylül 2017
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Ali Öztürk |
---|---|
isbn 10 | 9752482716 |
isbn 13 | 978-9752482715 |
Sayfa sayısı | 182 sayfa |
Yayımcı | Ketebe Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Tarafından yayınlandı Niyazi İ Mısri | 1 Ocak 2018 |
Niyâzî-i Mısrî kendinden öncekilerin yürüdüğü yolda kendi meşrebince yürüyen bir derviş; Yunus ile çağdaş olmasa da onunla hemhâl olan bir şahsiyet. Hakikate ermek için çıktığı yol onu irfan mektebine talebe yapmış; zahirde aradığını batında bulmuş ve batın ilminin alimi olmuştu. Mürşitlik ettiği yol “Ene’l Hak” yoludur, işaret ettiği sır “Levlâke” sırrıdır ve der ki “Gönül Allah’ın evidir”. Dört kapı kırk makamdaki seyri sülûkunda amacı kesretten kurtulup vahdete ermek olan Niyâzî, mârifetullahı, vahdeti, ilâhî aşkı, tasavvuf yolunun adap ve erkânını külfetsiz bir Türkçe ile söylemiştir. Niyâzî-i Mısrî bu topraklarda yeşeren irfani bilgiyi dönemine has olmakla birlikte, bugün de anlaşılabilecek bir Türkçe ile nazma dökmüş, Orta Asya’da Ahmed-i Yesevî ile başlayan ve Anadolu’da pek çok önemli şahıs ile müstesna bir mevki kazanan Türk tasavvuf edebiyatında unutulmaz bir isim olarak yerini almıştır.