Kırlarda Bir Gün: Bütün Öyküleri 4 (1887)
Anton Pavloviç Çehov yazarının Kırlarda Bir Gün: Bütün Öyküleri 4 (1887) kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Kırlarda Bir Gün: Bütün Öyküleri 4 (1887) kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Kırlarda Bir Gün: Bütün Öyküleri 4 (1887) kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Anton Pavloviç Çehov |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı | 26 Ağustos 2011 |
3 Ocak 2017 4 Ocak 2017 1 Ocak 2018 H. G. Wells B M Bower 19,5 x 1 x 13,5 cm 1 x 13,5 x 19,5 cm F Scott Fitzgerald 28 Şubat 2018 5 Ocak 2017 1 x 13,5 x 21 cm 15,2 x 0,6 x 22,9 cm 19,5 x 13,5 cm 1 Ocak 2017 Jack London G. A. Henty 15,2 x 0,7 x 22,9 cm Kolektif
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Anton Pavloviç Çehov Mehmet Özgül |
---|---|
isbn 10 | 9752899137 |
isbn 13 | 978-9752899131 |
Sayfa sayısı | 342 sayfa |
Yayımcı | Everest Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı Kırlarda Bir Gün: Bütün Öyküleri 4 (1887) | 26 Ağustos 2011 |
Mehmet Özgül'ün Rusça asıllarından yaptığı özenli çevirileriyle kronolojik olarak yayımlanan Çehov kitaplığının dördüncü cildi Kırlarda Bir Gün, 1887 yılında yazılmış 37 öyküyü kapsıyor. "Görünen son tepeciğin sisle karıştığı bozumsu enginlerde her şey kıpırtısızdı; uçsuz bucaksız bozkırda ufka kadar şurada burada yükselen cansız kurganlar, tepecikler ise insana sert sert bakıyordu. Tepelerin kıpırtısızlığında, sessizliğinde yüzyılların ağırlığı ile insanlara karşı kayıtsızlığı hissediliyordu. Gene binlerce yıl geçecek, milyarlarca insan ölecek, tepeler ise ölenlere hiç acımadan, yaşayanlarla ilgilenmeden gene böylece duracaklar; kimse onların burada niçin durduklarını, altlarında bozkırın hangi gizlerini sakladıklarını bilmeyecek."