Hüzünlü Tebessümler
Özkan Öze yazarının Hüzünlü Tebessümler kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Hüzünlü Tebessümler kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Hüzünlü Tebessümler kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Özkan Öze |
---|---|
Tarafından yayınlandı | 1 Ocak 2020 |
Derform 20 x 20 x 20 cm J Saosa 1 x 13,5 x 19,5 cm Kollektif 1 Ocak 2017 17,8 x 0,6 x 25,4 cm 1 x 13,5 x 21 cm 15,2 x 0,6 x 22,9 cm Collectif 1 Ocak 2020 1 Ocak 2019 15,2 x 0,7 x 22,9 cm 1 Eylül 2020 1 Ocak 2018 Kolektif 1 Ekim 2020 CAROUSEL CALENDARS
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Özkan Öze |
---|---|
isbn 10 | 6052236795 |
isbn 13 | 978-6052236796 |
Sayfa sayısı | 96 sayfa |
Yayımcı | Uğurböceği Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Tarafından yayınlandı Hüzünlü Tebessümler | 1 Ocak 2020 |
Yirmi sene olmuştur. Sirkeci’de, kırık kolu alçılar içinde bir hamal gördüm. Sırtında lebâleb dolu bir küfe, benim ellerim cebimde çıkarken durup nefeslenmeye, azıcık dinlenmeye ihtiyaç hissettiğim yokuştan, inleyen adımlarla çıkıyordu... Yalnız değildim, yanımda başkaları da vardı. Ve mutlak, onlar da görmüşlerdi. Fakat şimdi arasam sorsam, hiçbirinin o kırık kolu alçılar içindeki hamalı hatırlamayacaklarından eminim. Üstelik durduk yerde zihinlerine, delirdiğime dair bir şüphe atmış olacağım! Oysa ben şu kadar sene geçtiği halde, o hamalı unut(a)madım. Ve ne zaman bana, “Yazarlık nasıl bir şey?” diye sorsalar, anlatmaya, “Yirmi sene önce, Sirkeci’de, kırık kolu alçılar içinde bir hamal gördüm...” diye başlarım. Çünkü yazarlığın böyle bir şey olduğuna, insanların hüzün, keder ve elemlerini –neşe ve sürurlarını da elbette– sadece anlamanın yetmeyeceğine, bir de hiç unutmamak üzere hissetmenin gerektiğine de inanırım... ••• Bu incecik kitabın, açık söyleyeyim samimiyetten başka hiçbir iddiası yok. Fakat samimiyet de, iddia ile ol(a)mayacağına göre, demek, hiçbir iddiası yok. İddiası yok evet. Ama emin olun, hatırası çok... –Özkan Öze