Bir Son Duygusu: 2011 Man Booker Ödülü
Bir Son Duygusu, Julian Barnes'ın önceki birkaç yapıtında da görüldüğü üzere, yazarlığının gitgide başat öğesi haline gelmiş olan "anımsama yoluyla hayatı irdeleme" izleğinin çarpıcı bir açılımıyla başlıyor. Hikayenin ana kahramanı Tony Webster, kırk yıl önce yaşadığı bazı olayları anımsar ve onları zihninde gelişigüzel bir sıraya dizer. Ne var ki, başlangıçta sıradan bir şeymiş gibi görünen bu anımsama edimi, Tony Webster'ın kendisine bir günce bırakıldığını öğrenmesiyle birlikte, kahramanın hayatını durmadan sorguladığı ve sonunda kendi kişiliğine ilişkin son derece karamsar sonuçlara varacağı acımasız bir kimlik arayışına dönüşecektir. Emekli bir tarihçi olan ve şimdi pek etliye sütlüye karışmadan, hayatını tek başına sürdüren Tony Webster, geçmişinde bir kez evlenip boşanmıştır; Susie adında, iyi anlaştığını söylediği yetişkin bir kızı vardır. Günün birinde, bir avukattan aldığı bir e-postayla, kırk yıl önceki kız arkadaşı Veronica Ford'un annesinin ona vasiyetinde bir günce bırakmış olduğunu öğrenir ve çok şaşırır. Güncenin gerçek sahibiyse kırk yıl önce birlikte aynı okula gittiği, birçok yaşantıyı ve fikri paylaştığı ama ne yazık ki sonunda, kız arkadaşı Veronica'yı elinden alıp sonra da beklenmedik bir şekilde "sahneden çekilmiş" olan Adrian Finn'dir. Aralarında geçen olumsuzluklara karşın, zekasına ve hayatı derinlemesine kavrayışına büyük hayranlık duyduğunu söylediği ve evet, artık "sahnede olmayan" Adrian Finn.Tony Webster, kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü bu günceyi, Veronica'nın kendisinden ister ancak Veronica, onun bu isteğini yerine getirmeye yanaşmaz. Birkaç kez buluşurlar ve her buluşmalarında, Veronica'nın keskin sözlerinin yüzünde patladığını hisseder: "Anlamıyorsun işte. Hiçbir zaman anlamadın ve asla da anlamayacaksın!" Tony Webster'ın bir türlü anlayamadığı şey nedir? Tony'nin hayatla ne alıp veremediği vardır? Yoksa, hikayesinin sonunda acı bir şekilde düşündüğü gibi, her yerde "kargaşa" mı vardır? Julian Barnes'a Anglosakson dünyasının Nobel'i sayılan The Man Booker 2011 Ödülü'nü kazandırmış olan ve artık çok iyi tanıdığımız ironi anlayışının damgasını taşıyan Bir Son Duygusu, belleğin sonsuz değişkenliği, geçmişi yeniden inşa etmek denilen o devasa insani tutku ve her şeyden önce de, hayatın anlamı üzerine "kaleme" alınmış incelikli, sorgulayıcı bir ustalık eseri.
yazar | Julian Barnes |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 2 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı | 10 Ocak 2013 |
19,5 x 1 x 13,5 cm 28 Şubat 2018 Kolektif 4 Ocak 2017 H. G. Wells 15,2 x 0,6 x 22,9 cm 1 x 13,5 x 21 cm G. A. Henty 1 Ocak 2017 5 Ocak 2017 3 Ocak 2017 F Scott Fitzgerald 1 x 13,5 x 19,5 cm 1 Ocak 2018 B M Bower 19,5 x 2 x 13,5 cm 15,2 x 0,7 x 22,9 cm Jack London
okumak okumak kayıt olmadan
Sürüm ayrıntıları
yazar | Julian Barnes Serdar Rifat Kırkoğlu |
---|---|
isbn 10 | 9755397213 |
isbn 13 | 978-9755397214 |
Sayfa sayısı | 160 sayfa |
Yayımcı | Ayrıntı Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 2 x 13,5 cm |
Tarafından yayınlandı Bir Son Duygusu: 2011 Man Booker Ödülü | 10 Ocak 2013 |