Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak
Birol Öztürk yazarının Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Birol Öztürk |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 13,4 x 2 x 20,8 cm |
Tarafından yayınlandı | 12 Ekim 2019 |
G. A. Henty 1 x 13,5 x 21 cm H. G. Wells 1 Ocak 2017 B M Bower F Scott Fitzgerald 1 Ocak 2018 1 x 13,5 x 19,5 cm 5 Ocak 2017 4 Ocak 2017 15,2 x 0,7 x 22,9 cm 3 Ocak 2017 19,5 x 13,5 cm 19,5 x 1 x 13,5 cm 15,2 x 0,6 x 22,9 cm Jack London 28 Şubat 2018 Kolektif
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Birol Öztürk |
---|---|
isbn 10 | 6052050772 |
isbn 13 | 978-6052050774 |
Sayfa sayısı | 208 sayfa |
Yayımcı | Dokuz Yayınları; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 13,4 x 2 x 20,8 cm |
Tarafından yayınlandı Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak | 12 Ekim 2019 |
Öteki olmanın, ayrıksı durmanın, çaresizliğin ve tutunamayanların, "bebeği ağlayanların ve acılara tutunanların" kanayan yaralarını anlattı. Kadınların, işçilerin, öğrencilerin, çocukların, mahpus damlarında ve dışarıda esaret altında olanların, sevgiyi emek bilenlerin ve bilcümle mağdurların şarkısı, düşsüz bırakılanların düşüydü o. Herkesin sustuğu bir zamanda, "Başkaldırıyorum!" diyebilendi o. O, ne kayıp çocuklarını arayan Cumartesi Anneleri'ni yalnız bıraktı ne de İslamcı öğrencilerin başörtüsü mağduriyetine sessiz kaldı. Ne memleketin kibirli ve münevver solcuları onu anladı ne de sağcısı, İslamcısı. "Ben, klasik bir kadere teslim olmak istemiyor ve öldükten sonra değil, şimdi anlaşılmak istiyorum."