Ah Biz Ödlek Aydınlar: Nesin Yayınevi
Aziz Nesin yazarının Ah Biz Ödlek Aydınlar: Nesin Yayınevi kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Ah Biz Ödlek Aydınlar: Nesin Yayınevi kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Ah Biz Ödlek Aydınlar: Nesin Yayınevi kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Aziz Nesin |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 1,2 x 13 cm |
Tarafından yayınlandı | 4 Ocak 2014 |
14.81 x 0.48 x 21.01 cm 5 Ocak 2017 20,3 x 0,6 x 25,4 cm Collectif Icon Group International 17.78 x 0.61 x 25.4 cm 3 Ocak 2017 4 Ocak 2017 Babadada Gmbh United States Congress 1 Eylül 2020 Kolektif 1 x 13,5 x 21 cm 28 Şubat 2018 31 Ağustos 2012 HardPress Publishing 21,6 x 0,6 x 27,9 cm 21,6 x 0,2 x 27,9 cm
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Aziz Nesin |
---|---|
isbn 10 | 6055794136 |
isbn 13 | 978-6055794132 |
Sayfa sayısı | 280 sayfa |
Yayımcı | Nesin Yayınevi; 1. baskı |
Dilim | Türkçe |
Boyutlar ve boyutlar | 19,5 x 1,2 x 13 cm |
Tarafından yayınlandı Ah Biz Ödlek Aydınlar: Nesin Yayınevi | 4 Ocak 2014 |
Türkiye'nin toplumsal topografyasını vermeye çalışırken, bu işi kendi insanlarımla alay ederek, onları gülünçleştirerek, yererek yaptım elbet, çok da kızdım onlara. Ama bütün bunların hepsinden daha çok, hepsinden daha üstün bir duyguyla sevdim onları. Her ne yazdımsa, halkımı gerçekten, özden severek yazdım. "İnsanları sevmek" diye çok klişe bir söz var. Dış anlamıyla beğenmiyorum, doğru bulmuyorum bu sözü. Çünkü, insanlan sevmek, halkı sevmek deyince, onları olduğu gibi, şimdiki durumlarıyla mı seveceğiz? Yani kötü olanlara kızmadan, kötülükleri hoş görerek mi seveceğiz? Hayır, ben kızarak seviyorum, ama kızmamın kökünde sevgi var. Bugünkü durumu beğenmediğim için kızıyorum. Ama öykülerime aldığım insanlan çok sevdiğim için de, dunumlanmn değişmesini istiyor ve buna çalışıyorum. Ben bir gülmece yazarıyım. Kızmadan, öfkelenmeden, her an öfke üstünde olmadan, durmadan öfkesi bilenmeden nasıl gülmece yapılabilir? Ve o kızdığın insanlan sevmeden nasıl sanat yapılabilir? Yaşadığım çağda yurdumun toplumsal topografyasını çizmeye çalıştığım öykülerim, ikisi de aynı duygu kaynağından gelen kızgınlığımın ve sevgimin ürünleridir, demek yanlış olmaz sanırım. "Sevilene karşı duyulan öfke..." adlı bölümden