Gümüş Sahiller
Fatih Çemberci yazarının Gümüş Sahiller kitabı da dahil olmak üzere birçok dosya aşağıdaki bölümleri de içerebilir:
- imza dosyası: çeşitli varlıklar için dijital imzalar içerir.
- şifreleme.xml: yayımlama kaynaklarının şifrelenmesiyle ilgili bilgileri içerir. (Yazı tipi gizleme kullanılıyorsa bu dosya gereklidir.)
- meta veriler: kapsayıcı hakkında meta verileri depolamak için kullanılır.
- haklar: Gümüş Sahiller kitabının dijital haklarıyla ilgili bilgileri depolamak için kullanılır.
XHTML içerik belgeleri ayrıca zengin meta verilerle Gümüş Sahiller kitap işaretlemesine açıklama ekleme olanakları içerir, bu da onları hem işleme hem de erişilebilirlik amaçları için anlamsal olarak daha anlamlı ve kullanışlı hale getirir.
E içerik belgeleri, bir yayının okunabilir içeriğini tanımlayan ve ilgili medya varlıklarına (görüntüler, ses ve video klipler gibi) bağlantı veren XHTML (HTML5 profili tarafından tanımlanır) veya SVG belgeleri vb.'dir.
yazar | Fatih Çemberci |
---|---|
Boyutlar ve boyutlar | 1 x 13.5 x 19.5 cm |
Tarafından yayınlandı | 29 Ekim 2020 |
20 x 20 x 20 cm Kollektif J Saosa 17,8 x 0,6 x 25,4 cm 1 Ocak 2019 1 Eylül 2020 1 x 13,5 x 19,5 cm 1 Ocak 2017 15,2 x 0,7 x 22,9 cm 1 x 13,5 x 21 cm Derform 1 Ocak 2020 1 Ocak 2018 CAROUSEL CALENDARS Collectif 1 Ekim 2020 15,2 x 0,6 x 22,9 cm Kolektif
okumak okumak kayıt olmadan
yazar | Fatih Çemberci |
---|---|
isbn 10 | 6042141597 |
isbn 13 | 978-6042141598 |
Sayfa sayısı | 272 sayfa |
Yayımcı | Fatih Çemberci; 1. basım |
Boyutlar ve boyutlar | 1 x 13.5 x 19.5 cm |
Tarafından yayınlandı Gümüş Sahiller | 29 Ekim 2020 |
Dışarıda, şakır şakır yağmur yağıyordu. Bulanık, daima aynı o kül rengi bulanık, hayaller...Büyülü bir andı. Bir an sessizlik, gülüşler durdu. Zarif, kadınsı yavruağzı renk kollarını usulca tuttu. Ela, bal rengi gözlerinin içindeki sarı menekşelere büyülü gözlerle baktı.Kızıllı, kahve, sarı yapraklar ölmüş aşklar gibi havalanıp ormanda değişik renkte çiçeklerle ölüm dansı yapıyordu. İşte; sevinçler, mutluluklar, coşkulu istekler, ateşten gönüllerde sevişler, hep bu billur anın içinde raks ediyordu. Mevsimlerden gün batımı, artık kavuniçi turuncuydu. Aşkın, kederli anlarıydı. Sonbahar burgaçlarıyla gelip onları yakalıyordu.Sonbahar, fırtınalarıyla eserek ayrılığın hışırtılı senfonisini estiriyordu.Ah çaresizliğim, aynı asfalt, aynı gök. Nerelere kaçsam, ne yapsam? Aynı köşe başı, kaldırımlar, hayat bu çıkmazlarda eriyip gidecek mi? Bir hayat gözlerimin önünde böyle silinecek mi? Onunla gök, bulutlar, kaldırımlar ve kediler daha renkliydi. Yalnızlığın grisini birlikte sildik. Hani hayatım, çaresizliğim ve ızdırabım, kaderim artık diyemedim. Kadın teni hepsini yamadı.Gör bak! Burası Paris bee... Şu hayatta, kaç tane Paris var ki? Taşını kaldırımını yediğimin Paris'i be! Ayın içine yıldızları çorba gibi yediğimin Paris'i! Şu kelebek yaşasın, var olsun. İçine karış karış havayı çek de için romantik olsun...Yılan Kadın; "Sana buradan sesleniyorum, sayfalar arasından. Bizi yazdın da eline ne geçti? Hadi söylesene ne geçti? Niye var ettin ki, ne istedin bizden? Kendi yağımızda kavruluyorduk."